İstanbul'da çok ünlü bir berber varmış. Dükkanı ünlülerin uğrak mekanıymış. Bir gün dükkanına ansızın Fenerbahçe Spor Kulübü başkanı Sn. Aziz Yıldırım gelmiş. Tıraş olmuş, parasını ödemek için elini cebine attığında, berber, hiç olur mu, siz koskoca Fenerbahçe başkanısınız, falan demiş para kabul etmemiş. O da çok etkilenmiş, çıkmış gitmiş. Ertesi gün berber, dükkanını açmak için dükkana gittiğinde dükkanın önünde bir çanta bulmuş. Açtığında içinde 50.000 dolar, ayrıca forma, tişört olduğunu görmüş. Çok sevinmiş. Başka bir gün Beşiktaş başkanı Yıldırım Demirören birdenbire gelivermiş. Onu da tıraş etmiş, ondan da para almamış. Ertesi gün dükkanı açarken gördüğü çantada 5.000 dolar, forma, tişört falan filan. Yine sevinmiş, bu da küçük kulüp, imkanı bu kadar, daha az olsa da düşünmesi önemli demiş. Yine bir süre sonra, Galatasaray başkanı Ö. Canaydın gelmiş, onu da güzelce tıraş etmiş, para almamış. O da etkilenmiş, gitmiş. Ertesi gün berber, dükkanının olduğu sokağın köşesini merak ve heyecanla dönmüş. Dükkanın önüne bir bakmış, sarı kırmızı kravatlı bir sürü tip. Beleş tıraşı duyunca bütün Galatasaray yönetimi dükkanın önünde sıraya girmiş!